Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

19 Aralık 2013 Perşembe

"Türkiye'de her şey olabilirsiniz ama bir tek şey olamazsınız, rezil olamazsınız!"




Birkaç gün önce hepimiz güne yeni bir operasyon haberiyle uyandık. Bu sefer meselenin gezi parkı eylemleriyle ilgisi yoktu. Gözaltına alınanlar yoksul halk çocukları değil, tam tersine mevcut bakanların çocukları ve diğer yakınlarıydılar. Yolsuzluğa karışan bu insanlar, bakan babalarının haberi bile olmaksızın gözaltına alınmışlardı.

Çok şaşırdık ama şaşkınlığımız bakan çocuklarının  yolsuzluk yaptığına inanamamış olmamızdan değil, gözaltına alınmış olmalarından kaynaklıydı çünkü hepimiz başa gelen iktidar'ların yakınlarını semirtmesinin Türkiye'de bir gelenek olduğunu iyi biliyoruz. Çok geçmeden bu şaşkınlığımızı da atlattık çünkü meselenin AKP ile Cemaat arasındaki iktidar mücadelesinden kaynaklandığı anlaşıldı. Cemaat, kendisini saf dışı bırakmaya çalışan AKP'yi köşeye sıkıştırmak için yargı ve emniyet içindeki bağlantılarını kullanarak yapılan yolsuzlukları ortaya çıkartmıştı ve bizim de haberdar olmamız ancak bu vesileyle olmuştu.

Her geçen dakika mesele daha da büyüyor, internet sitelerinde dolaşıma sokulan belgeler gösteriyor ki, bu iş bakan çocuklarıyla kalmayıp bakanlara kadar uzayacak. Bu belgeler, telefon konuşmaları, rüşvet alınırken çekilen fotoğraflar ve rüşvetin kaydını tutmak için tutulan exel notlarından oluşuyor. Muammer Güler, Egemen Bağış ve Zafer Çağlayan haricinde yeni şüpheliler çıkar mı ya da bu iş Başbakan'a kadar uzar mı bilemiyoruz. 

Başka bir ülkede olsa Hükümet düşürecek bu iddialar Türkiye'de en fazla birkaç Bakan'ın istifası ve söz konusu bakan çocuklarının birkaç ay tutuklu yargılanmasından ibaret olur. Başbakan'ın kendisinin yolsuzluk yaptığına dair belge çıksa bile Hükümet, bu işten kolaylıkla sıyrılabilir. Hatta sıyrılmak bir kenara bu işten yeni bir mağduriyet çıkararak bu sürecin sonunda karşımıza daha da güçlü çıkabilir çünkü biz, yolsuzluğun ve rüşvetçiliğin ayıp sayılmadığı bir ülkede yaşıyoruz.

Turgut Özal Başbakan olduğu dönemde, kendisine memur zamlarının yetersiz olduğu söylendiğinde "benim memurum işini bilir" diyerek memurları rüşvete teşvik etmişti. Bizzat bir Başbakan tarafından yapılan bu teşvik, toplumda herhangi bir tepkiye sebep olamamıştı çünkü toplum da Özal gibi bu meseleyi çok sıradan bir olay gibi görüyordu. "Bal tutan parmağını yalar; devletin malı deniz yemeyen keriz ve götürene maşallah, götüremeyene inşallah" gibi atasözleri toplumun yolsuzluk ve rüşveti sıradan bir olay olarak görmesi bir yana hayranlıkla baktığının göstergesidir.

Bu atasözleri ortadayken AKP'nin bu süreçten yara alarak çıkacağını düşünmek büyük bir yanılgıdır. Murathan Mungan'ın da çok güzel bir şekilde ifade ettiği gibi "Türkiye'de her şey olabilirsiniz ama bir tek şey olamazsınız, rezil olamazsınız" 


                                                                  mütecessis seyyah (KapkaraMizah) on Twitter

                                                                  19.12.2013





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder