Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

3 Eylül 2015 Perşembe

KENARI EGE’DE BİR ÇOCUK CESEDİ KIYIYA VURSA KİMDEN SORARLAR ONU ?




Dün Bodrum’da bir çocuk cesedi kıyıya vurdu, henüz üç yaşındaydı. Bugüne kadar ölen binlerce mülteciden sadece biriydi. Avrupa Sınır Dairesi (Forentex)  2014 yılında 207 bin göçmenin deniz yoluyla Avrupa kıyılarına ulaşmaya çalıştığını, buna karşın sadece 182.156 göçmenin kıyılara ulaşmayı başarabildiğini belirtiyor. Bu yolculuk esnasında ölenlerin sayısı ise 3.419.[1] Maalesef bu resmi kaynakların saptayabildiği bir sayı ve sadece 2014 yılını içeriyor; gayrı resmi kaynaklara göre ise bu sayı belirtilenin çok üstünde.

Hepimizin yüreğini yakan fotoğraftaki o çocuğun adı Aylan Kürdi, soyadından da anlaşılacağı üzere Kürt ve Kobani’li bir çocuk. O faciada hayatta kalan baba Kürdi, iki çocuğunu ve eşini Kobani’de defnetmek istediğini söylüyor. [2] “Düştü düşecek” Kobani düşmüyor ama Kobani’ye düşen canlara yenileri eklenmeye devam ediyor.

Tayyip Erdoğan, kıyıya vuran çocuk cesedi için “ o fotoğrafı görünce yıkıldım, ben doğrusu tüm batı dünyasını bu konuda suçlu buluyorum” demiş[3]. Daha önce, Hz Ömer’in “Kenarı Dicle’de bir Kurt, bir kuzu kapsa Ömer’den sorarlar onu” cümlesini hatırlatarak “Dicle’nin kenarında kurdun kaptığı bir koyun bile benim mesuliyetim altındadır” demişti[4]. Bugün ise bu olanlarda hiçbir suçu yokmuş gibi bütün suçu batının üzerine atıyor. 

“Cuma namazımızı Şam’da Emevi Camii’nde kılacağız”[5] cümlesini kurup Suriye’deki yangına körükle batı mı gitti? Yoksa, Mit tırları ile daha sonra tamamı İşid’in eline geçen silahları Suriye’deki radikal örgütlere batı mı gönderdi[6]?  Ya da, “İki aydır, Akçakale sınır kapısında İşid’e silah yapımında kullanılan malzemeler gönderiliyor”[7] haberini yapan gazeteye ve o medya grubuna batı mı el koymaya çalışıyor. Bunlar, görünce yıkıldığını söylediğin ve bütün suçu batı’nın üzerine attığın o fotoğrafa senin yaptığın katkıların bazıları. Tamamını yazmaya ne bizim kalemimiz yeter, ne de bu sayfa tamamını alır.

Batı’nın hiç mi kabahati yok? Elbette var o başka bir yazının konusu ama Nazım Hikmet’in de dediği gibi “demeğe de dilim varmıyor ama kabahatin çoğu senin canım kardeşim”[8]