Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

16 Ağustos 2013 Cuma

Bazen sarf edilen bir kelime, insanın hayatına bile mal olabiliyor...



Memet Ali Alabora, gezi eylemlerine katılan sanatçılardan sadece biriydi, fakat yandaş medya tarafından bu eylemlerin lideri olarak gösterilmesi sonucu kendisine sosyal medya üzerinden bir linç kampanyası başlatıldı. Bu linç kampanyasının başlatılıp sürdürülmesinde Melih Gökçek önemli bir rol aldı. Memet Ali Alabora'nın ne vatan hainliği kaldı ne de darbeciliği.

Memet Ali Alabora, gezi eylemlerine katılan diğer sanatçılar gibi ilk defa bir toplumsal eyleme katılan biri değildi, nerede bir hak arama mücadelesi varsa Alabora oradaydı. Ayrıca 2003 yılında Amerika'nın Türkiye üzerinden Irak'a müdahalesini öngören 1 Mart tezkeresinin Meclis'ten geçmemesi için de, savaş karşıtı forumlarda halkı bilinçlendirmek amacıyla görev almıştı. Karşımızda , batı'dan iyi bildiğimiz fakat Türkiye'de görmeye alışkın olmadığımız bir sanatçı tipi var, Alabora ne darbeci ne de teröristtir, o sadece toplumsal olaylara karşı duyarlı bir politik aktivist.

Bir yandan Twitter'da Melih Gökçek tarafından linç kampanyası yürütülürken diğer yandan Başbakan, Alabora'nın "Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hala anlamadın mı?" twitini kanıt olarak gösterip "bu ülkede hukuk varsa, bunun hesabını soracağız" diyerek yargıyı yönlendiriyordu. Sosyal medya'dan yapılan linç kampanyası Alabora'ya ölüm tehdidi olarak dönerken Başbakan'ın yönlendirmesi sonucu "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan" suçundan 20 yıl hapis istemiyle soruşturma başlatılıyordu.

Daha önceki tecrübelerimizden şunu biliyoruz ki, bu ülkede ölüm tehditleri, sadece tehdit olarak kalmıyor kısa süre sonra uygulamaya da geçiriliyor. Hrant Dink, bir yazısında sarfettiği, "Türk"ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni'nin Ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur" cümlesi yüzünden önce ölüm tehditleri alacak-Türklüğe hakaretten yargılanacak ve kısa süre sonra öldürülecekti.

Kendisi de kurduğu cümleler-yazdığı romanlar dolayısıyla yargılanan ve bu yüzden uzun zaman yurt dışında yaşamak zorunda kalan Mehmet Uzun'un da dediği gibi,


"Kelimelerin çok pahalı olduğu bir toplumda yaşıyoruz, bazen sarf edilen bir kelime insanın hayatına bile mal olabiliyor"

Ve artık biz, sar fettiği cümleler yüzünden öldürülen insanlar görmek istemiyoruz...

Alıntı: Aşk Gibi Aydınlık, Ölüm Gibi Karanlık, Mehmet Uzun 

mütecessis seyyah (KapkaraMizah) on Twitter
16.08.2013


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder