Gezi Parkı'nda on binlerce insan kolluk kuvvetleri, kepçeler ve kapitalizm'e karşı ağaçları koruyor. Ağacı kestirmemek için ağacın üstüne çıkan da var, kepçenin önüne atlayan da. Bu manzarayı görünce duygulanmak bir yana, bu duyarlılığa sahip insanlarla aynı topraklar üzerinde yaşıyor olmanın verdiği tarifi imkansız bir gururu da duyuyor insan.
Bu manzara bana, James Cameron'un Avatar filmini hatırlattı. Orada yaşayan canlılar, gezegenlerini sömürmeye gelen insanlara uzun zaman göz yumuyorlar. İnsanlar uzun süre o gezegende buldukları maden'i dünya'ya taşıyor ve bundan faydalanıyorlar. Bir süre sonra aldıklarıyla yetinmeyerek daha fazlası için araştırma yapıyor ve maden'in kaynağını bulmaya çalışıyorlar. Sonunda amaçlarına ulaşıyor ve aradıkları maden'in kaynağı olarak orada yaşayan canlıların kutsal olarak gördükleri ve tapındıkları ağacı buluyorlar. O ağacı yıkıp oradaki kaynağa ulaşmak istediklerinde bir avuç yamyam olarak gördükleri o canlılar, kendilerine sunulan doğanın diğer mucizelerini de kullanarak o sömürgecilere karşı savaşıyorlar. Bir avuç insanımsı canlının inancı, sömürgecileri ve son teknojiyle donatılmış savaş uçaklarını yok ediyor.
Mevcut İktidar'ın gözünü para bürümüş, Karadeniz'de HES projesi adı altında dereleri kurutmaktan, Boğaz'a üçüncü köprüyü yapmak için iki milyona yakın ağacı kesmekten ve Taksim'de insanların nefes aldığı küçücük bir parkın içindeki ağaçları AVM yapmak için yok etmekten çekinmiyor. Doğanın bize bahşettiği bu mucizeleri ekonomik büyüme adına sömürmekten vazgeçmiyor.
Küçükken bahçemizde vişne ağacı vardı, ne zaman onları yemek istesem ağaca çıkar ve bir dalı kırardım. Kırdığım dalı elime alıp yolda yürüyerek vişneleri yerdim. Bir gün anneme yakalandım, bu yaptığım için bana çok kızarak o ağaçların da canının olduğunu ve dinimizde bir ağacı yok etmekle bir insanı öldürmek arasında bir fark olmadığını anlattı. Daha sonra okulda, bitkilerin yaptığı fotosentez ile karbondioksit'i oksijen'e dönüştürerek insanlığa ne büyük hizmet ettiklerini öğrendiğimde annemi daha iyi anlayacaktım.
Bu İktidar, insanların yaşam tarzına müdahale etti sustuk, kamu kurumlarını tek tek sattı sustuk, zenginden alamadığı vergileri emekçilerden aldı sustuk, ananı da al git dedi sustuk, hadi bir takla at da görelim dedi yine sustuk ama ağaçlarımızı, Avatar'daki yerlilerin kutsal ağaçlarını korudukları gibi koruyacağız çünkü bir canlı türü olan ağaçların yaşam hakkı'nı korumak kutsalımızdır, kutsalımıza dokundurtmayacağız, susmayacağız...
mütecessis seyyah (KapkaraMizah) on Twitter
31.05.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder